Edebiyat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Edebiyat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

09/12/2025

Veda Edemediğim Dostlarıma Bir Mektup

Mısır Prensi Mavi ve Koruyucu Hera (Bölüm 2)

Dün, tozlu rafların arkasında kalan 1975’in Fino’sunu ve 1976’nın Minnoş’unu anlattım. Onlar, çocukluğumun masumiyetine eşlik eden, vedasız ayrıldığım dostlarımdı.

Ancak "Kayıp Kedi Heykelinin Sırrı"nı sadece geçmişin hayaletleri için yazmadım. Bu kitabı asıl yazdıran, bugün yanımda nefes alan sadakat ve kucağımda son nefesini veren o "yarım kalmış" hikâyedir.

Romanımdaki o büyük macera, aslında evimin salonunda yaşanan gerçek bir "kurtarma" hikayesinin yankısıdır.

Hera: Kurgu Değil, 10 Yıllık Gerçek

Kitabın sayfalarını çevirenler, orada Hera adında, askeri disipline sahip, cesur ve koruyucu bir Doberman görecekler. Okurlar bunu, yazarın heyecan katmak için yarattığı bir karakter sanabilir.

Oysa Hera, şu an bu satırları yazarken ayaklarımın dibinde yatan, 10 yıldır hayatımın tanığı, evimin bekçisi olan gerçek dostumdur.

Romanda, yavru kedi Mavi'yi bulup koruması altına alan o figür, tamamen gerçektir. 26 Nisan 2024 günü, çaresiz bir miyavlama sesine kulak verip, çalılıkların arasından o küçücük sarı yumağı bulup bana getiren oydu. Hera, sadece bir köpek değil; kitabın ve hayatımın "koruyucu" ruhudur.

Mavi: Yarım Kalmış Bir Prens Masalı

Ve Mavi... Hera'nın hayata döndürdüğü, evimize güneş gibi doğan o sarı sıcak enerji.

Kitabımda Mavi; kendini "Mısır Prensi" sanan, hayalleri boyundan büyük, yaramaz, laf dinlemez ve hayat dolu bir karakterdir. Neden onu böyle yazdım biliyor musunuz?

Çünkü gerçek hayatta Mavi'nin büyüyüp bir "Prens" olmaya vakti olmadı.

26 Nisan 2024'te hayatımıza giren Mavi, tam bir yıl sonra, 23 Nisan 2025'te, bir Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda melek oldu. Kaderin en acı cilvesiydi bu; bir çocuk bayramında, henüz çocukluğunu tamamlayamadan, daha 1 yaşındayken aramızdan ayrıldı.

Onu kaybettiğimde, içimde tarifi imkansız bir boşluk, tamamlanmamış bir cümle kaldı.

Ama bir yazarın, kadere kafa tutabileceği tek bir yer vardır: Sayfalar.

Ben de kalemi elime aldım ve Mavi'ye gerçek hayatta yaşayamadığı o uzun, o görkemli ömrü bahşettim.

Gerçek hayatta bahçe duvarını aşamayan Mavi, kitabımda antik Mısır'ın tapınaklarında dolaşıyor.

Gerçekte bir yıl süren ömrü, romanda binlerce yıllık bir efsaneye dönüşüyor.

O artık ölümlü bir kedi değil; o, Mezopotamya'dan Mısır'a uzanan kadim bir sırrın anahtarı.

Son Söz: Kitaplar Mezartaşı Değil, Sonsuzluktur

Bu kitabı eline alan genç okurlar; Mavi'nin şımarıklığında, Hera'nın sadakatinde, Minnoş'un bilgeliğinde ve Fino'nun neşesinde sadece birer "karakter" görmesinler.

Bilsinler ki; bu sayfalarda yazarın 1975'ten 2025'e uzanan 50 yıllık dostlukları, vedaları ve hiç dinmeyen sevgisi nefes almaktadır.

Huzur içinde uyu Mısır Prensi Mavi. Gerçek dünyada sana veda ettim ama kitabımın her sayfasında, sen sonsuza kadar yaşayacaksın.

Yazar: Korkut Çetin Kitap:
Kayıp Kedi Heykelinin Sırrı

08/12/2025

Veda Edemediğim Dostlarıma Bir Mektup

Çocukluğumun Sessiz Tanıklarına (Bölüm 1)

Bazı kitaplar kurgudur, bazıları ise yazarın kapatamadığı hesapları, söyleyemediği vedaları ve dindiremediği özlemleridir. "Kayıp Kedi Heykelinin Sırrı"nı okuyanlar, orada Fino adında cesur bir köpek ve Minnoş adında bilge bir kedi görecekler. Onları sadece birer "roman kahramanı" sanacaklar.

Oysa onlar, benim 1970'li yıllarım... Onlar benim çocukluğumun en hakiki dostları.

(Fino: 1975'in Masumiyeti) Yıl 1975... Sokakların daha güvenli, dostlukların daha sahici olduğu zamanlar. Fino, benim ilk göz ağrımdı. Onunla evde değil, sokakta, hayatın tam içinde beraberdik. Bir yıl boyunca, bir çocuğun dünyayı keşfetme heyecanına ortak oldu.

Sonra bir gün... Bana "öldü" dediler. Çocuk kalbimi kırmamak için söylenmiş "beyaz" bir yalandı belki ama gerçeği yıllar sonra öğrendim: Başka birine sahiplendirilmişti. Fino ölmemişti ama benim dünyamdan koparılmıştı.

Kitabımda Fino'nun hiç bitmeyen enerjisi, o maceradan bu maceraya koşması tesadüf değil. O, benim zihnimde hala 1975'teki gibi koşuyor. Romanımda ona verdiğim her görev, aslında ona çocukken diyemediğim "Hoşça kal"ın ve "Seni unutmadım"ın bir yansıması.

(Minnoş: 1976'nın Asil Gölgesi) Ve Minnoş... 1976 yılında hayatıma giren o simsiyah, asil beyefendi. O, evin kedisi değildi; o, kendi krallığının hükümdarıydı. Gündüzleri sobanın yanında mışıl mışıl uyuyan o uysal kedi, gece çökünce bir pantere dönüşür, dışarıdaki avın peşine düşerdi.

1977'nin sonlarında, o da tıpkı Fino gibi hayatımdan sessizce çıktı. Çok uzaklara gitti ve bir daha dönmedi. Kitabımda Minnoş'u "Gemicilerin Kedisi", sokakları ve tehlikeyi bilen bilge bir karakter olarak yazarken, aslında 1976'da soba başında izlediğim o "çift ruhlu" (hem evcil hem vahşi) dostumu anlatıyordum.

Onlar gittiler ama ben onları kitabımın sayfalarına hapsettim. Artık kimse onları benden alamaz, kimse onları başka yere götüremez. Onlar artık Kayıp Kedi Heykelinin Sırrında, sonsuza kadar benimleler.

(Devamı Yarın: Mavi'nin Hikayesi ve Hera'nın Vefası)

Çöldeki Paris mi, yoksa karanlık bir kuyu mu? (İslam öncesi Arap toplumunda "cahiliye" kavramının yanlış anlaşılması üzerine)

Tarih, kazananlar tarafından yazılır. Bu yüzden bir dönem sona erip yenisi başladığında, eski döneme dair anlatılar genellikle karikatürize ...

En Çok Okunan Analizler